COĞRAFİ YAPISI

Lüleburgaz Trakya’nın Ergene çukuruna kurulmuştur. E-80 Karayolu’nda merkezi konumda bir ilçedir. İlçe toprakları düz ve engebesiz bir arazidir. İlçe devlet çiftlikleri ve köy korularından başka orman yoktur. Korular da bodur, meşe, gürgen, karaağaç ve kavaktan ibaret olup 2300 dekarı geçmez. Toprakları 3. Ve 4. Zamanda oluşmuştur. Toprakları zengin ve verimlidir. Özellikle akarsu kenarları alüvyonludur.

Lüleburgaz’ın en önemli akarsuyu ilçe topraklarından geçen Ergene Nehri’dir. Ergene Nehri Lüleburgaz’da en önemli kolları Burgaz (Büyükdere) ve Karıştıran dereleridir. Bunlardan başka Karaağaç, Yene, Soğucak, Kavakdere, Yörükdere, Çamurdere, Ayvalı deresi, Sarıcaali Deresi, Kırıkköy deresi ve Tatarköy dereleri vardır.

Doğal göl yoktur. DSİ tarafından yapılan göletler vardır. Bunlar; Hamzabey(1), Ayvalı(2), Tatarköy(1), Ceylanköy(1), Sakızköy(2), Umurca(1), Karaağaç(1), Kırıkköy(1), Celaliye(1), Çeşmekolu(1), Ertuğrul(1), Sarıcaali(1) olmak üzere 14 gölet vardır ve tümü balıklandırılmıştır.

İKLİMİ

Kara iklimi hakimdir. Yazların sıcak ve kurak kışları soğuk ve yağışlıdır. Rüzgarlar genellikle kuzey doğudan eser. Yıllık ortalama yağış miktarı 500-600mm. Arasındadır. Yıllık ortalama ısı derecesi en yüksek 41 derece ile Ağustos ayında; en düşük -20 derece ile Şubat ayıdır.

Kar genellikle Aralık ve Şubat aylarında yağar, 15cm’yi nadiren geçer, Yağışlar sonbahar ve ilkbahar mevsimlerinde düşer.

 

BİTKİ ÖRTÜSÜ

82.400 hektar işlenebilir arazisi olan Lüleburgaz’da en çok ekilen ürünler şunlardır; Tarla bitkileri (76.660 hektar), yem bitkileri tarımı (2.300 hektar), bağ-bahçe tarımı (15 hektar) yapılmaktadır.

Çayır ve mera arazisi 7.900 hektar, orman arazisi 2.348 hektar, diğer araziler 6.112 hektardır.

ULAŞIMI

Lüleburgaz’da ulaşım kara ve demiryolu ile sağlanmaktadır. Köy yollarının 141 km asfalt, 210 km stabilize, 13 km tesviye ve 44 km ham yol olmak üzere toplam 409 km köy yolu ağı vardır. Karayolu 40 km E-5, 30 km TEM olmak üzere toplam 78 km karayolu ağı vardır.

Ayrıca Lüleburgaz’a 5 km uzaklıkta Durak Mahallesi’nden (İstasyon) tren yolu geçmektedir. Edirne-İstanbul arası trenle ulaşım mevcuttur.

TURİZMİ

Lüleburgaz, turizm yönünden yeterince gelişmiş bir belde değildir. Mevcut tarihi ve turistik eserler yönünden Trakya’nın Edirne’den sonra en zengin ilçesine olmasına karşın şimdiye kadar bir müze kurulmamış olması nedeniyle Lüleburgaz’da yapılan kazılar sonucunda çıkarılan eserler İstanbul, Edirne ve Kırklareli müzelerinde sergilenmektedir.

İlçede turizme yönelik bir festival ve şenlik yapılmaktadır.

TARİHİ ESERLERİ

Birçok medeniyetlerin geçiş yolu üzerinde kurulan Lüleburgaz şehri, tarihi eserler bakımından Trakya’da Edirne’den sonra en zengin ve güzel eserlere sahiptir.

Ancak bunlardan bazıları yılların ihmaline uğramış olduğundan yıkılıp gitmiştir. Tarih boyunca her devri yaşamış Lüleburgaz şehrindeki tarihi eserler daha çok Trak, Roma, Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet devrinde yapılanlar olarak sınıflandırabiliriz.

Trak eserleri: Lüleburgaz’ın kuzey doğusunda Umurca Köyü Mevkii’nde Umurca tepeleri diye bilinen Çifte Öyükler Lüleburgaz’ın Trakya devrini yaşadığını kanıtlayan, yaşayan eserlerdir.

Bu mezarlarda 1936 yılında yapılan kazılarda çıkarılan eserler bugün İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir.

Roma devri eserleri: Romalılar Devri’nde yapılmış olduğu düşünülen bir burç ile kaleye ait bazı surlar, oldukça tahrip edilmiş olup şehrin Eski Edirne Yolu çıkışında harabe olarak göze çarpar.

Bu bağlamda hükümet konağının doğusunda günümüzde Zindan Baba adıyla bilinen yapı aslında Bizans eserlerinin burçlarından biri olup bazı değişiklikler geçirse de yapılan onarımlarla günümüze kadar ulaşmıştır.

 

 

 

 

OSMANLI ESERLERİ

Osmanlı Devri Eserleri:

1-) Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi : Belgelere göre külliye banisi, Osmanlı İmparatorluğu’nda sadrazamlığa kadar yükselen Sokullu Mehmet Paşa’dır. XVI. yy.’nin tanınmış devlet adamlarından olup imparatorluğun siyaset ortamında son derece önemli roller üstlenen Mehmet Paşa (D. 1505- Ö.1579), devşirme kökenli sadrazamlardandır. Külliyenin mimarı Mimar Sinan’dır. Orijinal de mevcut yapıların alanlarıyla birlikte yaklaşık 4.000 m²’lik bir sahayı kapladığı kabul edilen Külliye günümüze önemli yapı kayıplarıyla ulaşmış olup, güney ve batıdan Kocasinan Mahallesi kuzeyinden İnönü Caddesi (Hükümet Meydanı) doğudan ise İstanbul Caddesi ile çevrilidir. Şehrin tam merkezinde olup çevresi yol, işyeri, konut ve kamu yapılarıyla kuşatılmıştır.

Külliyeyi oluşturan yapılar şunlardır: Kervansaray (Han), Tabhane (Misafirhane), İmaret, Arasta (Çarşı) ve kubbesi (Kubbealtı), Cami, Medrese, Darü’t-Talim-Muallimhane-Fetvahane (Sibyan Mektebi), Çifte Hamam, Köprü (Taş Köprü)’dür. Diğer yapıları ise çevre duvarı kapılar, helalar, suyolları ve sarnıç, kaldırım, meskenler ve saraylardır.

Kervansaray (Han) : Külliyenin kuzeyinde tabhane ve imaret ile birlikte doğu-batı doğrultusunda uzanan bir yapı iken 1935 yılında zamanın yerel yöneticileri tarafından yıktırıldığı için günümüzde arasta duvarına bitişik, duvar üzerine ocak ve duvar nişleri taç kapı ve giriş bölümüyle kapının batısında işlevi tam olarak saptanamayan dikdörtgen bir mekan ayakta kalmıştır.

 Tabhane (Misafirhane) : Belgelerde sözü edilen tabhaneden 2 tane olmasına karşın bugüne hiçbir eser kalmamıştır.

 İmaret : Halkın yemek ihtiyacını karşılayan 37 personelin çalıştığı bu yapıdan da günümüze hiçbir eser kalmamıştır.

 Arasta (Çarşı) ve kubbesi (Kubbealtı) : Bu çarşı ve dükkanlar günümüze kadar ulaşsa da orjinalliklerini büyük çapta yitirmiştir. Yalnızca dua kubbesi (Kubbealtı) orjinalliğini günümüze kadar korumuştur.

 Cami : Günümüze kadar ulaşan eserlerden olan cami 1564 yılında Mimar Koca Sinan tarafından yapılmıştır. Tek kubbeli olup önünde çifte son cemaat yeri ve geniş bir avlusu vardır. Avlunun üç bir yanın revaklar ve medrese odaları sırlanmıştır. Avluya üç yerden giriş vardır.

Medrese : Külliyede birinci derece eğitim işlerine cevap veren medrese caminin kuzeyinde olup revaklı bir iç avlunun güney hariç üç yönüne bir dizi mekan şeklinde yerleştirilmiştir. Medresenin ortasında konumlanan avlu ve avlu ortasında şadırvan vardır. Bu eserler günümüze kadar fazla tahribata uğramadan kalmıştır.

Fetvahane (Sibyan Mektebi) : Caminin güneyin eğitim işlerini yüklenen bir yapıdır. Camiye 25 metre uzaklıkta, külliyenin güney çevre duvarına bitişik olarak inşa edilen yapı, alt katı sarnıç üst katı ise sibyan mektebi için kullanılmıştır. Bu eser de günümüze kadar ulaşmış olup uzun yıllar kütüphane olarak kullanılmıştır.

Çifte Hamam : Külliyenin yerleşim ve yolu kullananların temizlik işlemine yardımcı olmak amacıyla çifte hamam olarak inşa edilmiştir. Çifte hamam ile cami ve medrese arasından günümüzde karayolu geçmektedir. Sokullu hamamı, soyunmalık, ılıklık, sıcaklık, su deposu, külhan ve ısıtma sistemiyle gelişmiş bir düzenleme yansıtmaktadır. Günümüzde tahribata uğramış ve değişik amaçlarla kullanılan bazı bölümleri ulaşmıştır.

 Köprü (Taş Köprü) : Külliyenin ve yerleşimin ulaşım işlevini sağlayan köprü Ergene Nehri’nin bir kolu olup Kaynarca Mevkii doğan Lüleburgaz Deresi üzerindedir. Köprü şehrin batısında Eski Edirne Yolu üzerine inşa edilmiştir. 1569 tarihinde yapılmış olup günümüzde de hala kullanılmaktadır.

Diğer Yapılar : Külliyede ana yapılar dışında son derece önemli olan ve daha çok müştemilat grubuna giren yapı ve mimari öğelerden bir kısmından günümüze ulaşmış olanlar şunlardır:

Çevre duvarı ve kapıları, tuvaletler, su sarnıcı ve yolları, kaldırım, bazı görevliler için evler ve külliye ile doğrudan ilgisi olmayan duvar.

2-) Kadı Ali Camii : Osmanlı Padişahı Çelebi Sultan Mehmed devrinde Kumandan Gazi Ali Bey tarafından yaptırılmıştır. (1413-1421) Yapının adı, bir zamanlar haziresinde kadı mezarları olduğundan Gazi Ali Bey Camii yerine bugünkü adına çevrilmiştir. Tek mekanlı ve kare planlı olan, üzeri kasnaklı bir kubbeyle örtülüdür. Taştan inşa edilmiştir. Minaresi kuzeybatı köşede olan yapı bugün bir duvarın çevrelediği bakımlı bir bahçe içindedir. Taş Köprü mevkiindedir.

3-) Sur Duvarı Kalıntısı ve Zindan Baba Türbesi : Antik dönemde Lüleburgaz’ında kale yerleşimi olduğu, Osmanlılar döneminde Lüleburgaz Kalesini oluşturan sur, burç ve kapılar onarılmamış bunun sonucunda da eskiye ait izlerden günümüzde Lüleburgaz Deresi’ne yaklaşık 15 metre uzunluğunda 3 metre yüksekliğindeki duvar kalıntıları kaleden geriye kalan surlardır. Bizans dönemine ait olduğu sanılmaktadır.

Günümüzde içinde mevcut mezardan dolayı bir bölümü türbe olarak kullanıldığından “Zindan Baba Türbesi” adıyla tanınan yapı zemin hariç iki katlı olarak inşa edilmiştir. Yapının ne zamandan beri türbe olarak kullanıldığı bilinmez. Halk arasında söylenen iki söylence söz konusudur. Birincisi Osmanlı Sultanı Çelebi Mehmed zamanında yaşayan, Gazi Evronos beyinin bayraktarının burada gömülü olduğu, ikincisi ise külliyenin yapımında çalışan bir ustabaşının mezarı olduğu şeklindedir. Oysa yapılan Trakya’da mevcut kale ve eserlerle gösterdikleri benzerlikten dolayı büyük bir olasılıkla Bizans dönemine ait bir kalenin burcu olarak yapıldığı anlaşılmaktadır. Bugün hükümet konağı bahçesinde olup ziyaret edilmektedir.

4-) Çarşı Çeşmesi (Orta Çeşme) : Osmanlı Sultanı IV. Mehmed tarafından 1667’de yapılmıştır. Çeşme eski Cedid Müslim Bey Mahallesi’nden yer alan bir meydanın merkezinde meydan çeşmesi olarak inşa edilmiş, anıtsal bir yapıdır. Taştan inşa edilen çeşme kubbe ile örtülü olup oldukça sağlam bir durumda günümüze kadar ulaşmıştır.

5-) Zafer Çeşmesi : Balkan Savaşı (1912) sırasında Bulgar işgalinden kurtuluşun anısına yaptırılan çeşme PTT’nin karşısında, Ziraat Bankası’nın köşesindedir. Dört yüzlü meydan çeşmesi şeklindeki yapının cephelerinde çeşitli yazılara rastlanır. Güney: Atalarından oğullarına armağanıdır. Kuzey: Su hayattır. Doğu: 7 Temmuz 1911 tarihini unutmayınız. Batı: Zafer çeşmesi (1915). Çeşme 1994’te tahrip edilmekle birlikte sonradan onarılmıştır.

6-) Eski Hükümet Konağı : Günümüze ulaşmayan yapının Lüleburgaz için özel bir anlamı vardır. Şehrin işgal kuvvetlerinden kurtuluş günü olan 08.11.1922’de bayrak bu yapıya çekilmiştir.

7-) Emrullah Efendi ve Kocasinan İlkokulları : Günümüze ulaşmayan bu tarihi okulların yerine yine bu adları taşıyan yeni okullar yaptırılmıştır.

8-) Eski Evler : Eski fotoğraflarda karşımıza çıkan evlerden büyük bir bölümü çeşitli nedenlerle yok olmuştur. Ancak Dere Mahallesi’nde birkaç tane ayakta kalabilmiştir.

9-) Çanakkale Şehitleri Anıtı : İstasyon Mevkii’nde Durak Mahallesi’ndedir. 1916’da Çanakkale Savaşı’ndan dönen gaziler tarafından savaşta şehit olan arkadaşlarının anısına yaptırılmıştır. Kurtuluş Savaşı’nda zarar gören anıt daha sonra onarılmıştır.

10-) Şehitlik ve Şehitler Anıtı : Şehrin E-5 üzerinden Edirne çıkışında sağ tarafta Edirne Bayırı Mevkii’nde şehre hakim bir tepe üzerindedir. Vatan için ölenlerin anısına halkın ve askeriyenin de katkılarıyla 1973 yılında yaptırılmıştır. Şehitlik ve anıt çevre düzenlemesi ve mimarisiyle ilgi çeker.

11-) Karaağaç Köyü Mülazım Mümtaz Bey Anıtı : Balkan Harbi’nin en çetin ve zor çarpışmalarının yapıldığı Lüleburgaz Karaağaç Köyü deresi boyunca köyün yamaçlar mevkii diye bilinen yerinde vatan savunmasında şehitlik doruğuna erişen binlerce subay ve erlerimizden biri olan Mülazım Mümtaz Bey adına İbrahim Paşa tarafından 1912 tarihinde yaptırılmış olan mezar anıt bugün üzerinde dört köşe Osmanlıca yazılarla çevrilmiş bir mezar sütun halindedir. Kitabesinde şehit Mümtaz Bey’in nasıl şehit düştüğü yazılmıştır.

12-) Şehit Lüleburgaz Mustafa Yapın Mezarı : 1912 Balkan Harbi şehitlerinden olduğu üzerindeki mezar taşından anlaşılan ve okunan bilgi şöyledir: Balkan Harbi’nde şehit olan Hüseyin oğlu Mustafa Yapın oğluna Fatiha. Doğum 1884- Ölüm 1912.

KASABALARI

1-) Ahmetbey Kasabası : Lüleburgaz’ın doğusunda ilçeye 25 km’lik asfalt yolla bağlı, komşu Evrensekiz Kasabası’yla aynı güzergahta olup Lüleburgaz’ın en büyük kasabalarındandır. Kara ikliminin hakim olduğu kasabanın ortasında Soğucak Deresi geçmektedir.

2-) Büyükkarıştıran Bucağı : Lüleburgaz’ın merkez ilçesinden başka ikinci bucağı olarak bilinen Büyükkarıştıran ilçe merkezine 20 km uzaklıkta olup E-5 karayolu üzerinde kurulmuştur. 38.006 dekar arazisi olup 36.006’sı tarıma elverişlidir. İklimi ılıman sayılabilir. Her iki yanından dere geçmektedir. Büyükkarıştıran Deresi taşkınlardan korunması için DSİ tarafından kanallara bağlanmıştır. Tarım alanlarında buğday, ayçiçeği, arpa ve pancar ekimi yapılmaktadır. Elektrik, su ve kanalizasyon şebekesi vardır.

Tarihi eserleri Bizanslar döneminden kalma su terazisi, 1622 yılından kalma Coğaloğlu Rüstem Paşa Camii, Mimar Sinan tarafından yapılan Taş Köprü, 400 yıllık HorHor Çeşmesi sayılabilir.

3-) Evrensekiz Kasabası : Lüleburgaz’ın doğusunda yer alan ilçe merkezine 18 km uzaklıktadır. Evrensekiz Kasabası’na komşu olan Ahmetbey Kasabası gibi hızla gelişmektedir. Kasabanın her iki yanından da Soğucak Deresi geçmektedir. Kara iklimine sahip bu kasabanın göl ve ormanı yoktur. İşlenebilir tarım arazisi 68.095 dekardır. Ekilen ürünler buğday, ayçiçeği ve pancardır. Ayrıca büyük ve küçükbaş hayvan besiciliği de yapılmaktadır.

4-) Kırıkköy Kasabası : Lüleburgaz’ın küzeybatısında Lüleburgaz-Edirne asfaltına 5 km ilçe merkezine uzaklığı 10 km’dir. Üsküpdere ve Akardere isimli iki dere geçmektedir. Bir gölet vardır. İklimi kara iklimi olup küçük bir korusu vardır. Kasabanın toplam arazisi 43.825 dekardır. 41.325 ekilebilir arazi 2.500 dekar koruluk, 730 dekar sulanabilir arazisi mevcuttur. En çok ekilen ürünler buğday ve ayçiçeğidir. Ayrıca büyükbaş ve küçükbaş hayvan beslenmektedir.

5-) Sakızköy Kasabası : Lüleburgaz’ın kuzeydoğusunda 10 km uzaklıkta olup merkeze bağlıdır. Çevresinde Umurca, Turgutbey, Evrensekiz, Emirali ve Karaağaç köyleri bulunmaktadır. Beldenin ilk adı Satı Köyü’dür. Zamanla kasaba arazisinin toprağı sakız gibi yapışkan olduğundan adı Sakız Köy olarak değiştirilmiştir. Kara iklimi hakimdir. 36.000 dekar arazinin 32.500 dekarı tarıma elverişlidir. 3.500 dekarı ise meradır. İki gölet vardır. Ayrıca büyükbaş ve küçükbaş hayvan beslenmektedir. Ekilen ürünler, buğday, ayçiçeği ve pancardır.

KÖYLERİ

30 köyü bulunan Lüleburgaz’ın köyleri şunlardır: Akçaköy, Alacaoğlu, Ayvalı, Celaliye, Ceylanköy, Çiftlikköy, Davutlu, Düğüncübaşı, Emirali, Ertuğrul Köyü, Eskibedir, Eskitaş Köyü, Hamitabat Köyü, Hazma Köyü, Karaağaç Köyü, Karamusul Köyü, Kayabelli Köyü, Küçükkarıştıran Köyü, Müsellim Köyü, Oklağlı Köyü, Ovacık Köyü, Sarıcaali Köyü, Seyitler Köyü, Tatarköy, Turgutbey Köyü, Umurca Köyü, Yenibedir Köyü ve Yenitaşlı Köyü.

Tweetle